Ölüm İzni Sonrası Çalışana Nasıl Davranıyorsunuz?

Bildiğiniz kaç şirkette yakınını / sevdiğini toprağa vermiş bir çalışana nasıl yaklaşılacağı yönünde prosedür var?

Ölüm izninden dönen çalışan

Sevdiklerimizin Kaybı

Hayatımızın bir döneminde birilerini kaybediyoruz. Sevdiği birini veya bir yakınını kaybetmenin çalışan üzerinde önemli etkisi var. Bu durum pandemiyle birlikte iş hayatında yaşanması daha yüksek bir olasılık olarak karşımıza çıkıyor.

Bir yakının kaybetmenin çalışanın performansı üzerinde ciddi etkisi olabilir. Hatta iş üzüntü boyutu ile kalmayıp daha ileri gidebilir. 30 Ocak 2021 tarihli Hürriyet gazetesi yazısında Prof Dr. Osman Müftüoğlu şöyle diyor: “Üzüntü ruhsal yaşamın doğal ve ayrılmaz bir parçasıdır. Son derece de doğal bir tepkidir. Ama siz sıradan bir üzüntüyü zamanında kontrol altına almaz, uzatır ve yoğunlaştırırsanız süreç bir süre sonra önce “derin keder”, sonra da “klinik depresyon” aşamasına dönüşebiliyor. Kısacası üzüntüyle başlayan domino etkisi çok ağır ruhsal travmalarla sonuçlanabiliyor.”

Yani üzüntüyü yaşamanın tek bir biçimi yok. Herkesin kederini yaşama ve yansıtma şekli farklı. Yönetici ve işverenlerin bu durumun farkında olarak bireysel farklılıkları hesaba katabilmeleri önemli. Bizim gerçeğimiz ve asıl gerçeklerin birbirinden farklı olabileceği unutulmamalı.

Çalışan Destek Bulabiliyor mu?

Ölüm sonrası çalışanların ihtiyaç duydukları desteği bulmaları çoğunlukla bağlı oldukları yöneticilerine kalmış durumda. Bu kişilere yaklaşım genellikle kişisel inisiyatifle yürüyor. Ne yazık ki her yöneticinin bu durumda anlayışlı ve destekleyici yaklaşmadığını biliyoruz. Ölüm izninden henüz dönmüş çalışanına “E izne de gittin, hadi artık, topla kendini” benzeri cümlelerle ufaktan çıkışanların sayısı hiç de az değil. Hele bir de yetişkin görünümlü ergen yönetici bu durumu ele alıyorsa, vah çalışanın haline.

Bildiğiniz kaç şirkette yakınını / sevdiğini toprağa vermiş bir çalışana nasıl yaklaşılacağı yönünde yöneticilere destek veriliyor? Kaç şirkette “yakınını kaybeden çalışan prosedürü” var? Kaç İK tepe yöneticisi bu konuda farkındalık sahibi? Oysa olmalı. Şirketlerin çok titizlendikleri kılık kıyafet prosedürü kadar, şirket kuralları, çalışma saatleri kadar bu konu da yazılı bir prosedür olarak kurum içinde yer almalı.

Bu prosedür tüm yöneticilerin bu konuda nasıl uzun zamanlı destek sağlayabileceği ile ilgili eğitim de içermeli. Yani çalışana nasıl destek olunacağı konusunda yöneticiler bilinçlendirilmeli.

Kurumların bu konudaki yaklaşımlarının çalışan deneyimi üzerine de etki ettiğini göz ardı etmemek gerekir. Çalışanın bireysel koşullarının hesaba katıldığı bütünsel yaklaşımlar sadece yakınını kaybeden çalışana değil, kuruma da aidiyet, bağlılık gibi anlamlı değerlerle katkı sağlayacaktır.