Yine Yeni Bir Yıl

Yine bir yıl biterken, yeni bir yıl gelirken, elbette umutla, iyi dileklerle, güzellikle gelsin; içi boş isteklerle değil.

Yeni yıl görseli

Yeni Yıl Dilekleri

Yeni yıl yaklaşırken sağdan soldan dilek, umut, plan, yağıyor. Geçen gün sosyal medyada bir paylaşım gördüm;

“Hiçbir üzüntünün olmadığı, hep güneşli günlerimiz olsun” demiş biri. Aynen böyle yazmış.

“Hiçbir üzüntünün olmama” ihtimalini düşünün. Hastalıklar, ölümler, kazalar, can, mal ve para kayıpları, yalan dolan yok. İlk başta kulağa çok hoş geliyor, fakat bu durum yaşam dengesini bozmaz mı? Bizim üzüntü sebebi dediğimiz olaylar çok büyük bir ahenk yaratmıyor mu hayatın içinde? Bir can gidiyor, yerine başka bir can geliyor mesela. Belirli oranda stresin insan vücuduna faydası olduğu biliniyor; hazırlıklı oluyoruz, kendimizi geliştiriyoruz. Hangi açıdan baktığımızı fark etmek gerekli.

Haberlerle birlikte bilinç altımıza işlenen cümleleri düşünün;

“Olumsuz hava koşulları yurdu esir aldı.” “Kötü hava şartları yüzünden yollar kapandı.”

Yoğun yağmur ve kar yağışına neden “kötü” ve “olumsuz” diyoruz ki? Kış böyle olmazsa yaz nasıl geçer? Mesela güllük gülistanlık, yağmursuz, karsız bir kıştan sonra barajlarda su seviyesi nasıl olur?

Karanlıkta yaşamak aydınlığın kıymetini de artırmaz mı?

Her Şeyi Merkezinde Bırakmak

Bütün bunlar aklıma Merkez Efendi’nin ismini alma hikayesini getirdi.

Mesir macununun da mucidi olan Musa Efendi bir gün diğer müritlerle birlikte mürşidi Sünbül Sinan’ın karşısında otururken mürşidi şu soruyu sormuş: “Dünyada bir şeyi düzeltecek olsaydınız neyi düzeltip değiştirirdiniz?”

Tüm müritler kendilerine göre cevaplar vermişler; kimisi “hırsızlığı kaldırırdım” demiş, kimi “yalan söyleyenleri yok ederdim” demiş, kimisi “bütün kötüleri yok ederdim” demiş. Herkes kendine göre kötü olan bir şeyi kaldıracağını söylemiş. Sıra kendisine gelen Musa Efendi: “Bu dünyadan bir iyi gitse bir iyi gelsin isterdim, bir kötü gitse bir kötü gelsin isterdim. Alem öyle bir nizam içinde ki, bir şey ilave etmek veya eksiltmek düşünülemez.”

“Demek her şeyi merkezinde bırakırdın” diyen mürşidinin takdirini kazanan Musa Efendi, bu vesile ile Merkez Efendi ismini almış ve böyle anılmış.

Başımıza gelen ‘sıkıntı’ ‘güçlük’ dediğimiz olaylarla gelişiyoruz. Kömürle elmasın hikayesinde de elmas kömüre çektiği acı ve katlandığı sıkıntı sayesinde değerinin artıp değiştiğini, dönüştüğünü, kıymetlendiğini anlatır.

Yine bir yıl biterken, yeni bir yıl gelirken, elbette umutla, iyimserlikle, aşkla, güzel dileklerle, hoş gelsin; içi boş isteklerle değil.

Göreceksek ve yaşayacaksak şayet, her türlü üzüntüyü, kederi kabullenebildiğimiz, doğru yoldan mücadele edebildiğimiz ve yaşadıklarımızı kendi gönlümüzde bahar eyleyebildiğimiz bir yıl olması dileğiyle...