Yaşadığımız pek çok olayın / problemin zemininde de bakış açısı yatmıyor mu? Aynı olaya bakıp farklı yorumluyoruz.
Küçük Bir Hikaye
Bir ayakkabı fabrikası sahibi işini genişletmeye ve yeni pazarlara açılmaya karar vermiş. İki üst düzey yöneticisini Asya’da farklı ülkelere göndererek pazar hakkında bilgi toplamalarını istemiş.
Haftalar süren bir deniz yolculuğundan sonra bu kişilerden biri varış noktasına varmış, gemiden inmiş ve gördüklerinin karşısında şaşırıp kalmış: Orada yaşayanların hiçbiri ayakkabı giymiyormuş. Hatta ayakkabı nedir bilmiyorlarmış.
Derhal patronuna şöyle bir telgraf çekmiş: “Geldim ve gördüm. Ayakkabı hakkında hiçbir şey bilmiyorlar. Bu insanlara bir çift bile satamayız. Hemen dönüyorum.”
İkinci yönetici de haftalar süren bir deniz seyahatinden sonra başka bir Asya ülkesinde gemiden inmiş. O da gözlerine inanamamış. Hiç kimse ayakkabı giymiyormuş ve ayakkabı diye bir şey duymamış. O da patrona bir telgraf çekmiş ve şöyle yazmış: “Geldim. Burada ayakkabı hakkında bir şey bilmiyorlar. Potansiyel müthiş, pazar verimli. Her yıl milyonlarca çift satabiliriz. Ben görüşmelere başladım bile.”
Karşımıza çıkan fırsatlar beklemez. “Bunun gönlü olsun, ruh durumu düzelsin, biraz da zaman geçsin” demez. Yani öyle düşünceler vardır ki zihnimizin içinden geçen, bizi orada bulamazsa çekip gider.
Farkında mıyız?
Belki farklı yerlerde de okuduğunuz bu hikayeyi “Points of You” The Coaching Game kitabının Bakış Açısı kartının açıklama kısmından aldım.
Yaşadığımız pek çok olayın / problemin zemininde de bu yatmıyor mu: bakış açısı. Aynı olaya bakıp farklı yorumluyoruz, çünkü olayları olduğu gibi değil, olduğumuz gibi yorumluyoruz. Ve fakat kritik soru şu ki; bakış açımızın farkında mıyız? Herkes kendi gerçeğini konuşup anlatırken, siz kimi dinliyorsunuz?
Points of You bize bunu fark ettirecek harika bir oyun. Dışarı baktığımız pencerenin sadece bizim penceremiz olduğunu, herkesin farklı bir penceresinin olduğunu, hem pencereleri genişletmenin hem de farklı pencerelerden bakmanın mümkün olduğunu eğlenceli bir şekilde bize gösteriyor.
Farklı bakış açılarından bakmanın problemlere çözüm getirip bizi rahatlatmasının yanı sıra, yaratıcılığı artırdığı da bilinen bir gerçek. People Management dergisinin 20 Ekim 2017 tarihli Hayley Kirton tarafından kaleme alınan yazısında da farklı bakış açılarının yaratıcılığı nasıl beslediğine değinilmiş.
Kapanış sözünü Henry Ford’a verelim: “Eğer hayatta büyük başarı elde etmenin bir sırrı varsa, bu; kendinizi karşınızdaki kişinin yerine koymaktan ve hem onun bakış açısını hem kendi bakış açınızı bilmekten geçer.”