Kuryeler Ölüyor Farkında mıyız?

Pandeminin başından bu yana onlarca kurye, çalışırken geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybetti.

Kurye

Ölen Kuryeler

Korona virüs salgını ile birlikte birçok iş kolunun yavaşlama hatta durma noktasına gelmesine karşın, motosikletli kuryeler en yoğun oldukları dönemdeler. Sokağa çıkma yasaklarının, kısıtlamaların gelmesi ve evden çalışma sistemine geçilmesi, internet alışverişlerimizi ve telefonla siparişlerimizi katladı. Haliyle de kuryelerin iş hacmi arttı. Ancak ne yazık ki artan iş hacmi ölümlü kazaları da beraberinde getirdi.

19 Aralık 2020 tarihli ntv.com.tr haberi motosikletli kuryelerin mesaisinin 14 saate kadar çıktığını, kuryelerin en büyük şikayetinin ise 5-10 dakika için müşterilerden aldıkları tepkiler olduğunu yazıyor. Haberde Adana Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Yalçın Parmak, pandemi sürecinde saatlerce çalıştıklarını ve sosyal hayatlarının kalmadığını dile getiriyor. Parmak şunları söylüyor: “Bir kesim değerimizi anlasa da bazı müşteriler hala anlayışsız davranıyor. Yağmur, çamur demeden götürdüğümüz bir siparişin karşılığında ‘Neden geç kaldın, iptal ediyorum’ gibi tepkiler almak bizi çok üzüyor. Günlük 150 TL’ye saatlerce çalışan insanlarız.  Müşterilerin bazıları telefonu kapatır kapatmaz siparişleri gelsin istiyor.”

Mart / Nisan 2021 tarihli PY Dergi’deki “Pandemi Motokuryeliği Patlattı, İSG Unutuldu” başlıklı haberde Tüm Anadolu Motosikletli Kuryeler Federasyonu Başkanı Çağdaş Yavuz, 900 bin civarında motokuryenin faaliyette olduğunu ve bunların yalnızca 100 bininin kayıtlı olduğunu belirtiyor. Bu korkunç bir sayı. Yavuz, pandeminin başından Nisan 2021’e dek bilgileri dahilinde 203 can kaybı yaşadıklarını söylüyor. Hayat boyu yaşanan felçler, boyun ve bel bölgesinde omurga kırıkları ve ciddi beyin travmaları ile yaşamına devam etmek zorunda olanlara dair rakamlar maalesef net değil.

Neler Yapılabilir?

Peki çözüm olarak ne yapalım? Internet alışverişlerini veya telefon siparişlerini mi azaltalım? Elbette hayır. Ölümlü kazaların engellenmesi için ilk akla gelenleri şöyle sıralayabiliriz;

Toplumsal olarak, farkındalık yaratılabilir. Etrafımda pandeminin başından Nisan 2021’e kadar 203 motokuryenin çalışırken yaşamını yitirdiğini söylediğim bir çok kişi şaşırıyor ve tabii ki üzülüyor. Konudan haberleri yok. 

Bireysel olarak; ufak gecikmelere takılmayalım. Kimse yemek siparişi 15-20 dk. geç geldi diye açlıktan ölmez. Biraz daha sabırlı ve anlayışlı olalım. Telefonla verdiğimiz siparişlerde “acelemiz olmadığını, kuryenin hız yapmasını istemediğimizi” özellikle belirtelim. Mümkün olduğunca, bütçemiz elverdiğince bahşiş vermeyi ihmal etmeyelim.

Kurumsal olarak; çalışanlarımıza sahip çıkalım. Müşteriye öncelik vermek çalışanın canı pahasına çalışacağı anlamına gelmez. Olaya müşteri tarafından bakayım derken çalışanın koşullarını da göz ardı etmemek gerekir. Kurum olarak siz hangi açıdan baktığınızın farkında mısınız? Çalışanına saygı duyan, değer veren, onları memnun eden bir kurumun uzun vadede müşterilerinin de artacağı biliniyor. Dolayısıyla siparişi ulaştırırken kurum önceliği “hız” değil kurye görevlilerinin “can güvenliği” olarak belirlemeli. İnternetle satış yapılan tüm kurumsal kanallarda; sosyal medyada web sitelerinde önceliğin hız değil kurye görevlilerinin can güvenliği olduğu yazılı olarak belirtilmeli ve kuryelere de bu doğrultuda davranılmalı. “Siparişim 10 dk. geç geldi” diye çemkiren müşteri karşısında kurum kuryenin yanında olmalı. 5-10 dk. gecikmeli teslimat yaptı diye yöneticisinden azar işitmek, canı gönülden çalışan, işini severek yapan çalışanın bile motivasyonunu aşağı çeker.

Yapılabilecekler elbette bunlarla sınırlı değil. PY Dergi’deki haberde İSG açısından neler yapılabileceği de sıralanmış. Ayrıca unutmayın, o evden o eve derken şu dönem korona virüs riskine en fazla maruz kalan çalışan gruplarından bir tanesi de kuryeler.

Kurye olarak çalışan arkadaşlarımızın çalışabilecekleri daha güvenli yarınlar yaratabilmek ümidiyle.