İş dünyasında suistimal, sadece bireysel bir hata değil, aynı zamanda zayıf kurumsal yapılar ve yetersiz kontrollerin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. KPMG ve TEİD tarafından hazırlanan rapor, Türkiye’deki şirketlerde suistimalin yaygınlığına ışık tutuyor.

Türkiye’deki Suistimalciler
KPMG Türkiye ve Etik ve İtibar Derneği (TEİD) iş birliğiyle hazırlanan "Bir Suistimalcinin Profili 2024" raporu, Türkiye'deki şirketlerde suistimal vakalarının yaygınlığını ve suistimalcilerin demografik özelliklerini ortaya koyuyor. KPMG’den Oytun Önder özetle suistimali şöyle tanımlıyor:
“Mesleki suistimal, görev ve yetkilerin yasa dışı veya etik dışı yollarla maddi kazanç sağlamak amacıyla kötüye kullanılması olarak tanımlanabilir. Daha yalın bir ifadeyle, bu tür davranışlar bir bireyin işverenini kandırdığı eylemler olarak değerlendirilebilir.”
Rapora göre, son iki yıl içinde her dört şirketten birinde en az bir suistimal vakası yaşanmış ve bu vakaların %75'i erkek çalışanlar tarafından gerçekleştirilmiştir.
Suistimalcilerin yaş dağılımına bakıldığında, %47'sinin 36-45 yaş aralığında, %39'unun ise 26-35 yaş aralığında olduğu görülmektedir. Ayrıca, suistimalcilerin %52'si müdür altı pozisyonlarda görev yapmakta ve çalışma yılı arttıkça suistimal yapma potansiyelleri de artmaktadır. Bu veriler, suistimal riskinin belirli yaş gruplarında ve pozisyonlarda daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Son iki yılda Türkiye’de en çok suistimal vakası ile karşılaşılan sektörler:
- Üretim - % 28
- Bankacılık/finans - % 15
- Satış ve pazarlama - % 11
- Enerji - % 9
Türkiye’de en çok karşılaşılan suistimal vakaları:
- Zimmet/Şahsi menfaat - % 65
- Çıkar çatışması - % 49
- Varlıkların kötüye kullanılması - % 45
Çalışma Yılı Arttıkça Suistimal Potansiyeli de Artıyor
2024 yılı anket sonuçları çalışanın tecrübesi arttıkça suistimal potansiyelinin de arttığını gösteriyor. Sonuçlara göre suistimal vakalarının neredeyse yüzde 40’ı o şirkette 10 yıl ve daha uzun süredir görev yapan çalışanlar tarafından gerçekleştirildi.
Dileyenler kapsamlı rapora buradan ulaşabilir.
Kontrol Bırakılmamalı
Kaç İK tepe yöneticisi bu konuda farkındalığa sahip? Hatta kaç üst düzey yönetici diye sormak daha doğru olur? İş yerinde güvenin altını oymayın, bir kusurmatik gibi sürekli çalışanın açığını aramayın.
Ancak rapor sonuçları kontrolün de bırakılmaması gerektiğini açık seçik gösteriyor. Bunu yaparken öncelikle çalışanlara duyulan güvenin sarsılması engellenmeli. Etik standartlara bağlı olmak ve gereken önlemleri almak hem kurum içi huzuru hem de iş verimliliğini yükseltmek için vazgeçilmezdir.