Engelli Odur ki;
Göremez etrafındaki güzellikleri sapasağlam gözüne rağmen. Hata, kusur, yanlış ve abes görür gözü.
Konuşmaz tek kelime güzel söz, konuşabilme yeteneğine rağmen. Ağzından çıkanlar zehirli ok misali batar etrafına ya da en iyi ihtimalle laf sokuşturur sağa sola.
Takdir bilmez dili, her kelimeyi telaffuza muktedir olmasına rağmen. Varsa yoksa eleştirmek ve şikayet etmek.
Duymaz kulağı güzel sözü, en ufak çıtırtıya hassas olmasına rağmen. Sağırdır etrafındaki kalbi sözlere.
Kıymetini bilmez, değerini anlayamaz varsıllığının sahip olduğu onca güzel şeye rağmen. Bir çiçeği koklamak, bir çocuk başı sevmek ya da birini sevindirmek ne önemsiz şeylerdir onun için.
Kanaat bilmez gönlü, bir türlü yetinemez aldıklarına rağmen. Hep dahası, diderot etkisi ile hep daha fazlası.
Kadir kıymet bilmez, sağlığın,ailenin, işin alasına sahip olmasına rağmen. Bu yüzden hep başkasında ve başka yerlerdedir gözü.
Vermek bilmez yüreği sevgiyi, iyiliği, kendisini seven onca insana rağmen. Alır, sömürür, hallaç pamuğuna çevirir sevgiyi, iyiliği.
Şükür bilmez ruhu, başkasında olmayan nice niteliğe, sahip olmasına rağmen.
Çözüm bulmaz aklı, onca yıllık tecrübesine ve okumasına rağmen. Şikayet eder, sadece şikayet.
Lügatında sevdiklerine ‘teşekkür ederim’ ‘zahmet oldu’ ‘eline sağlık’ yoktur, başkasından bolca beklemesine rağmen.
E hangimiz engelliyiz o halde?