Çalışanların Geliri Düşünce Uykusu da Kaçıyor

İşsizlik, düşük gelir, dijital bağımlılık ve çalışma biçimleri uyku sağlığını tehdit ediyor. Giderek artan uykusuzluk, artık sadece bireysel bir sorun değil. Uykusuzluk, sessiz bir verimlilik krizine dönüşebilir.

Geliri azaldığı için uykusu kaçan çalışan.

Uyku Kalitesi Çalışanları Etkiliyor

Uyku, fiziksel ve zihinsel sağlığın temel taşı. Ancak modern çalışma düzeni, teknolojik alışkanlıklar ve sosyal baskılar uyku kalitesini tehdit ediyor. Uykusunu alamayan çalışanlar, gün içinde daha az odaklanabiliyor, karar verme yetilerinde zayıflama yaşayabiliyor ve iş verimliliği düşüyor.

Bunlar sadece bireysel bir sorun değil. BAREM'in global ortağı Worldwide Independent Network ile birlikte yaptığı ve 39 ülkede 34.946 kişiyle gerçekleştirilen Dünya Görüşleri Anketi'ne göre; uyku, ekonomik, sosyal ve eğitimsel faktörlerle çok yakından ilişkili.

Araştırmaya katılan 39 ülkenin 35’inde, nüfusun dörtte birinden fazlası uyku sorunları yaşadığını belirtti. En yüksek uyku sorunu bildiren ülkeler:

  • Hong Kong (%60)
  • Şili (%55)
  • Brezilya (%52)
  • Türkiye (%51) 

Kötü uyku düzeni, tüm ülkelerde ve tüm sosyoekonomik gruplarda yaygın. Ancak bazı kesimler bu sorundan daha fazla etkileniyor. 

Anket, işsiz bireylerin yüzde 47’sinin iyi uyuyamadığını ortaya koyuyor. İlave olarak kadınlar, 35-64 yaş grubu ve daha düşük eğitim seviyesine sahip kişilerin de daha kötü uyku uyuma eğiliminde olduklarını gösteriyor. Yani uyku borcu olan çalışanlar hiç de az değil. Uyku sağlığı bu bulgular ışığında sadece sağlık değil, aynı zamanda bir toplumsal eğitim ve refah sorunu olarak karşımıza çıkıyor.

Dijital Alışkanlıkların Uykuyu Etkisi

Dijital cihaz kullanımı uyku düzenini en çok bozan alışkanlıklardan biri. BAREM anketine göre, Türkiye'de katılımcıların yüzde 42’si gece boyunca telefon ya da bilgisayar kullanımı nedeniyle yeterince uyuyamadığını söylüyor. Erkeklerde bu oran yüzde 30, kadınlarda yüzde 17. En çarpıcı grup ise 18-34 yaş aralığı. Bu durumda genç yetenekler uykusuzluk nedeniyle potansiyellerine tam olarak ulaşamayabilirler. Bu da şirketler açısından bir sorun oluşturur.

Çalışma Biçimi Değişince Uyku Düzeni de Değişiyor

Pandemi sonrasında artan uzaktan çalışma uygulamaları, dezavantajlı tarafları olsa da pek çok olumlu etkiyi de beraberinde getirdi. Örneğin evden çalışma sistemi uyku süresini uzatıyor. Çalışanlar daha az zaman kaybediyor, esnek saatler uyum süreçlerini destekliyor. Bu da fiziksel iyilik halini artırıp, iş verimliliğine katkı sağlayan bir durum ortaya çıkarıyor.

Nadir de olsa küresel çapta kimi şirketler uyku konusunda uygulamalara yöneliyor. Çalışanlar için uyku molası alanları, molalarda meditasyon alanları, sessiz alanlar gibi uygulamalar az da olsa var.

Uyku Kalitesini Artırmak İçin Yapılabilecekler

Uykusuzluk sorununa bir başka çözüm ise haftada 4 gün çalışma olarak gösterildi. Yapılan bir araştırma ile haftada 4 gün çalışma, çalışanların uykusuzluk sorununa çözüm olarak gösterildi. Bu model sadece verimlilik için değil, aynı zamanda fiziksel ve zihinsel sağlık için de alternatif bir yol sunuyor.

Uyku kalitesini iyileştirmek için atılabilecek adımlar:

  • Çalışanları uyku konusunda bilinçlendirecek şirket içi eğitim programları düzenlenebilir.
  • Gün içinde ve özellikle uyku öncesi dijital detoksun önemine dair farkındalık çalışmaları yapılabilir.
  • Kurumsal sağlık paketlerine uyku terapileri entegre edilebilir.

Uykunun Önemi Göz Ardı Edilmemeli

Uyku kalitesini sadece bireyin sorunu olarak değerlendirmek yetersiz. Çalışanların potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koyabilmeleri için, uykunun da önemi göz ardı edilmemeli. Uyku, sadece dinlenmek için değil, yaratmak, düşünmek ve işlevsellik için de vazgeçilmezdir.