Vazgeçmeyen Taş İşçisinin Hikayesi

Çabalarken sonucun hemen görünmemesi ilerleme kaydedilmediği anlamı taşımaz. İlerleme içten içe sağlanır.

Kırılmış kaya

Tüm Kuvvetinle Vur

Taş kesen işçi, koca bir kayayı nasıl yarar sizce?

Önce koca bir balyozla başlar işe ve kayaya olabildiğince kuvvetle vurur. Onca kuvvetli vuruşuna rağmen ilk vuruşunda bir yonga bile ayrılmaz kayadan. Sonra pes etmeden, vaz geçmeden balyozu kaldırıp tekrar tekrar vurur kayaya. 100 kere, 200 kere 300 kere ama nafile, hiçbir etkisi olmaz.

Bunca vuruştan, yorgunluğundan sonra kayada bir çatlak bile meydana getirememiştir taş işçisi ama o yine de sürdürür vurmayı. Oradan geçen bazıları gülerler taş işçisinin haline, alay ederler. “Yapamazsın” “boşa kürek çekiyorsun” “boş iş” “bak hiç ilerleme olmuyor” diye söylenirler, alaycı gülerler, burun kıvırırlar. Hangisi kazanır dersiniz; etrafındaki yıldırıcı insanlar mı yoksa taş işçisi mi?

Vurmaya Devam

Taş işçisi hiç aldırış etmez bu tavır ve söylemlere. Akıllıdır; sonucun hemen görünmemesi ilerleme kaydedilmediği anlamı taşımaz. İçten içe ilerleme sağladığını bilir ve her vuruşun kendisini sonuca bir adım daha yaklaştırdığını bilir. Etrafındakilerin olumsuz yaklaşımlarına inat taşın farklı noktalarına vurmayı sürdürür.

Belki 500üncü, belki 852nci, hatta belki de 9873üncü vuruşunda taş yalnız yonga vermekle kalmaz, ortadan ikiye ayrılıverir.

Taşı yaran o son vuruş mudur? Art arda indirilen darbelerin sürekli basıncı olmasa taş nasıl yarılır?

Bir sonuca ulaşmayı ne kadar istiyoruz ve ne kadar istikrarlı çalışıyoruz?

Not: Hikaye anonimdir.