Tokyo’da İş Günleri 4 Günle Sınırlandı

Haftada 4 gün çalışma dünya çapında giderek yaygınlaşıyor. Japonya’nın başkenti Tokyo'da kamu çalışanları, haftada dört gün çalışma sistemine geçiyor. Sistem hem gençleri hem de ebeveynleri desteklemeyi amaçlıyor.

Haftada 4 gün çalışan kamu çalışanları

Haftada 4 Gün Çalışma

Haftada 4 gün çalışma enerji ve yaşam maliyet krizlerine çözüm olabileceği gibi, aile hayatını da destekleyebilir. Bu karar, çalışanın özel yaşamına da zaman ayırabilmesi açısından önemli. Özellikle küçük çocuk sahibi çalışanlara yönelik esneklik, toplumsal fayda yaratma açısından da önemli.

2019 yılında uzun çalışma saatleriyle bilinen Japonya’daki Microsoft’tan 4 gün çalışma hamlesi gelmişti. O dönemde verimlilik artmış, çalışan memnuniyeti yükselmişti. Bugün benzer yaklaşımı Tokyo Belediyesi sergiliyor. Belediyenin attığı bu adım, benzer bir vizyonun toplumsal ölçekte yaygınlaştırılması gibi görünüyor. Haberin detaylarına ntv.com.tr sitesinin 08.12.2024 tarihli sitesinin haberi şöyle:

Tokyo’da 4 Gün Çalışma Hakkı

Japonya’nın başkenti Tokyo'da doğum oranlarını artırmak için dört gün çalışma düzenine geçiliyor. Tokyo Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada, nisan itibarıyla dört günlük çalışma düzenine geçileceği duyuruldu.

Çocukları ilkokul bir ila üçte okuyan ebeveynlerin, işten erken çıkmasına da izin verilecek. Bu ayrıcalıktan yararlanmak isteyen kişilerin maaşında kesintiler yapılacak.

Tokyo Valisi Yuriko Koike planı açıklarken, "Doğum veya çocuk bakımı nedeniyle kimsenin kariyerinden vazgeçmek zorunda kalmamasını sağlayacağız. Çalışma tarzlarında esnekliği gözden geçireceğiz" dedi.

Uzun yıllardır düşüşte olan Japonya'nın doğurganlık oranı, hükümetin gençleri evlenmeye ve aile kurmaya teşvik etme çabalarına rağmen düşmeye devam ediyor.

65 yaş üstü nüfus 36 milyon 227 bine, 75 yaş üstü nüfus 20,08 milyona yükselirken, 0-14 yaş nüfussa 14 milyon 173 bine geriledi.

Biliyoruz ki ülkemizde de yaşlı nüfusu artıyor. Bu durum, gençlerin desteklenmesini ve aile kurmalarının teşvik edilmesini daha da önemli hale getiriyor. Bakalım Japonya örneği, ülke olarak bizi etkileyecek mi?