35 Yaş Sınırıyla Yaş Ayrımcılığı Meşrulaşır

Türkiye'de kamuya personel alımında uygulanacak olan 35 yaş sınırı milyonlarca insanın önünü tıkar. Bu uygulama sadece bireyleri değil, kamuda yapılan işin niteliğini de zedeler.

Kamuda 35 yaş sınırına takılan memur adayları

Kamuda Yaş Sınırı

Geçtiğimiz hafta basında çıkan haberler, Türkiye’de kamuya personel alımında uygulanan yaş sınırı konusunu yeniden gündeme taşıdı. Habere göre, bazı kadrolar için 35 yaş sınırında esnetmeye gidildi. Artık sadece KPSS ile değil, özel yarışma sınavı ile personel alan kurumlarda da 35 yaş sınırı dikkate alınacak. Ancak bu esnetme, sistemin temelindeki sorunu yani yaş ayrımcılığını besliyor. Sınırlı sayıda pozisyon için yapılan bu düzenleme, 35 yaşını aşmış yüzbinlerce bireyin memuriyet hayalini olanaksız kılıyor.

Peki neden 35? Bu sorunun cevabını kimse açıkça veremiyor. Ne bilimsel bir gerekçesi var ne de toplumsal bir mantığı. Sanki 35 yaşından sonra bireyler öğrenemez, adapte olamaz, verimli çalışamazmış gibi bir anlayış, kamu sistemine yerleşmiş durumda. Oysa bu anlayış, çağdaş insan kaynakları yaklaşımıyla da yaşanan demografik dönüşümle de taban tabana zıt.

Yaş Ayrımcılığı Sonlanmalı

Biliyoruz ki dünya hızla yaşlanıyor. Türkiye'de de durum farklı değil. Ortalama yaşam süresi uzuyor, sağlık hizmetleri gelişiyor ve bireylerin kariyer yolculukları çeşitleniyor. Ülkemizde artık her 10 kişiden 1’i 65 yaş üstü. Hal böyleyken, sadece genç yaş grubuna kamu kariyerinin kapılarını açmak demek hem toplumsal eşitsizliği hem de ekonomik verimsizliği büyütmek anlamına gelir.

Yaş Engel Değil, Bakış Açısı Engel

ABD'deki en uzun süre hizmet veren çalışanlardan biri olan 100 yaşında çalışan kadın örneğini hatırlayalım. Bu örnek, yaşın tek başına bir kriter olmadığını açıkça gösteriyor. Elbette herkes 100 yaşına kadar çalışmak zorunda değil, ancak 35 yaşındaki bir insana “Artık memur olamazsın” demek, potansiyelin önünü kesmek olmaz mı?

50 Yaş Üstü Daha Uyumlu

Michael Page tarafından yapılan araştırma ile de görmüştük ki 50 yaş üstü çalışanlar iş yeri ile daha uyumlu. Bu araştırmaya göre, olgun çalışanlar iş yerinde daha az çatışma yaşıyor, daha az devamsızlık yapıyor ve daha yüksek sadakat sergiliyor. Bu veriler ışığında, kamuda yaş sınırı gibi mekanik filtrelerin yerine daha adil, liyakate dayalı kriterlerin getirilmesi şart.

Çözüm: Liyakat ve Adalet

“35 yaş sınırı” gibi uygulamalar, fırsat eşitliğini engeller. İşe girmek isteyen bir bireyin yaşı değil, bilgisi, becerisi, eğitimleri esas alınmalı. Yaş temelli ayrımcılık, sadece bireylerin değil, toplumun tamamının potansiyelini kısıtlar. Nitelikli insanların “yaşlandıkları” gerekçesiyle sistem dışına itilmesi, aslında kamu hizmetlerinin niteliğini de düşürür.

Bu yüzden, yaş ayrımcılığının sadece özel sektörde değil, kamuda da cesurca tartışılması gerekiyor. Sadece birkaç pozisyon için yapılan “istisnalar” değil, köklü bir zihniyet dönüşümü şart.