Korona Virüsü, Belirsizlik ve Kaygı

Yaşanan korona virüsü salgınının şu anda çalışanlar üzerindeki en büyük etkilerinden biri kaygı. 

Kaygı

Sağlık kaygısı bir yanda, belirsizlik ortamının doğurduğu gelecek kaygısı bir yanda. Salgın dolayısıyla kapanan işyerlerindeki çalışanların derdi ayrı, kapanmayan işyeri çalışanlarının derdi ayrı.

People Management dergisi 20 Mart 2020 tarihli online gönderisinde 390 işverenin katıldığı bir araştırmaya yer vermiş. Araştırmaya katılanların yaklaşık üçte ikisi (% 63) mevcut durumda organizasyonlarındaki en önemli konunun genel endişe olduğunu aktarmış.

Ülkemizde de durumun pek farklı olduğunu düşünmüyorum. Evden çalışmak isteyip çalışamayanlar ve işe gitmek durumunda kalanlar, mağazaları kapanan perakende sektörü çalışanları, evden çalıştığı için fazladan çıkan ev masraflarını düşünenler, okul çağındaki çocukları evde olduğu ve de bakacak kimseleri olmadığı için izin alıp işe gidemeyenler ve daha niceleri. Belirsizlik ortamı kişilerin bulundukları duruma göre farklı boyutlarda kaygı taşımalarına sebep oluyor.

  • Bundan sonra ne olacak?
  • Mağazamız kapandı, ücretlerimizi alabilecek miyiz? Ay sonunda maaşlarımızda kesinti olacak mı?
  • Geri döndükten sonra kurum küçülmeye gider mi?
  • İş yerimiz tekrar açılınca biz de aynı görevimize devam edebilecek miyiz?
  • Biz hala çalışıyoruz, risk altındayız. Ya bu kalabalık ortamda virüs kaparsak.

Bu arada hala birçok kurum çalışanlarından birinde korona virüsü tespit edilirse ne yapacağı ile ilgili doğru dürüst yazılı bir prosedür oluşturmadı.

Açık İletişim Önemli

Bu dönemde açık ve sürekli iletişim her zamankinden daha önemli. Şirketler çalışanlarına karşı şeffaf ve dürüst bir iletişim politikası ile yaklaşmalı. Çalışanla iletişim hiç koparılmamalı. Ne olacağı, ne olmayacağı, belirsizliğin devam edeceği veya etmeyeceği çalışana dürüst ve açık bir şekilde iletilmeli.

Her kaos dönemi kendi kahramanlarını yaratır. İçinde bulunduğumuz dönem de, hangi firmaların ustaca yönetildiğini gösterecek bizlere.