Yapay Zeka En Fazla Kadınların İşini Siliyor

Yapay zeka iş gücünde sessiz ama güçlü bir dönüşüm yaratıyor ve bu dönüşümden en çok etkilenen kesim kadınlar. Otomasyon, kadınların yoğun olduğu rolleri hızla ortadan kaldırırken eşitsizlik daha da derinleşiyor.

Yapay zeka yüzünden işini kaybeden kadın çalışan

İşlerin Dijitalleşmesi ve Kadın Çalışanlar

Dijitalleşme herkes için fırsatlar sunsa da riskler eşit dağılmıyor. Marketing Türkiye’nin Independent’ı kaynak göstererek yaptığı habere göre, yapay zeka dönüşümü iş dünyasında derin bir eşitsizliği daha görünür hâle getiriyor.

Haberde yer alan Credera’nın AI Gender Gap Report, kadınların yapay zeka nedeniyle iş kaybetme riskinin erkeklerden iki kat fazla olduğunu ortaya koyuyor. Bu çarpıcı veri, teknoloji çağında kadınların neden geride kalma tehlikesiyle yüz yüze olduğunu anlamak açısından kritik. Aslında yapay zekanın kadınları daha fazla tehdit etmesine şaşmamak lazım, çünkü iş hayatında kadınlar için fırsat eşitliği yok. Bu eşitsizlik, yetkinlik edinme süreçlerinden terfi kriterlerine kadar geniş bir zeminde etkisini gösteriyor.

Rapor, otomasyona en açık iş kollarının kadınların ağırlıkta olduğu roller olduğunu gösteriyor. Özellikle:

  • İdari işler
  • Muhasebe
  • Kasa ve satış destek
  • Ofis yönetimi

gibi pozisyonlar, yapay zekanın hızla dönüştürdüğü operasyonların merkezinde yer alıyor. Bu rollerin otomasyon oranı arttıkça kadınların iş gücündeki kırılganlığı da büyüyor.

Kadınların teknoloji kullanımında daha düşük oranda yer alması, bu dönüşümle başa çıkma kapasitesini de azaltıyor. Araştırmada, kadınların erkeklere kıyasla yüzde 20 daha az yapay zeka aracı kullandığı belirtiliyor. Bu fark küçük görünse de etkisi büyük. Çünkü yapay zeka araçları, günümüz iş piyasasında yeni fırsatlara geçiş için temel bir avantaj sağlıyor.

Anneler İçin Risk Büyük

Bugün küresel yapay zeka yetenek havuzunun yalnızca %22’si kadın. Yetenek havuzundaki bu dengesizlik sadece bireysel kariyerleri değil, ekonomik büyümeyi ve inovasyonu da etkiliyor. Kadınların teknoloji alanında geri kalması, çeşitlilik eksikliğine ve tek yönlü inovasyon üretimine neden oluyor.

Supermums’un kurucusu Heather Black, özellikle annelerin risk altında olduğunu vurguluyor. Evden, yarı zamanlı ve esnek çalışma modelleri çoğu zaman kadınların iş yaşamında kalmasını sağlayan önemli bir fırsat. Ancak bu roller aynı zamanda otomasyonun en hızlı vurduğu kategoriler arasında.

Black’in vurguladığı gibi, bu tabloyu tersine çevirmek için kadınların teknolojiye karşı çekincelerini aşması gerekiyor. Çalışanların yapay zeka kullanımı fırladı, fakat bu artışta kadınların payı hala düşük. Oysa yapay zekayı doğru kullanan kadınlar hem kariyerlerinde hem ev yaşamında zaman kazandıran yeni fırsatlar yaratabilir.

Marketing Türkiye'de yer alan yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Dönüşüm İçin Umut Veren Girişimler

Sadece yapay zeka değil, kadınların bilgi işlem alanında da azınlıkta olduğunu biliyoruz. Bu konuda az da olsa güzel girişimlerin olması umut verici. Bunlardan biri olan UpSchool kurucu ortağı Mina İlköz'ün, yazılım alanında ilerlemek isteyen kadın adaylara yönelik yaptıklarını anlattığı röportaj 'Açılın: Kadın Yazılımcılar geliyor' başlığı ile blogda yayınlanmıştı.

Bu tarz girişimler, kadınların teknolojiye erişimini artırarak yapay zekanın tehdit olarak değil, dönüştürücü bir fırsat olarak görülmesini sağlıyor. Eğitim programları, mentorluk yapıları ve kadın odaklı teknoloji toplulukları, bu dönüşümde kritik rol oynuyor.

Ne Yapılabilir?

Dönüşümün etkilerini azaltmak için hem kurumlar hem kadın çalışanlar tarafında güçlü adımlar atılması gerekiyor. İlk etapta yapılabilecekler şöyle özetlenebilir:

  1. Kadınlara özel teknoloji eğitimlerinin yaygınlaştırılabilir
  2. İşletmelerde cinsiyet dengeli yetkinlik geliştirme programları oluşturulabilir
  3. Dijital araçlara erişim artırılabilir
  4. Kadınlar liderlik rolleri için desteklenebilir
  5. Esnek çalışma modelleri otomasyon tehdidine karşı yeniden düzenlenebilir

Kadınların teknoloji dünyasında güçlü bir şekilde yer alması, sadece eşitlik için değil, daha kapsayıcı ve yenilikçi bir gelecek için de zorunlu.