Kadınlar aynı işi yapıyor ama daha az kazanıyor. Türkiye’de cinsiyete dayalı ücret farkı hâlâ ciddi boyutlarda. Bu eşitsizlik sadece kadınlara değil, ekonomiye de zarar veriyor.

Ücret Eşitsizliği
Cinsiyet eşitsizliği iş dünyasının kronik sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Ücret uçurumuysa bu eşitsizliğin en görünür hali. Cinsiyete dayalı ücret farkı Avrupa’da da sorun, ülkemizde de. 17.12.2024 tarihli capital.com.tr sitesine göre, kadınlar hâlâ erkeklerden daha az kazanıyor.
ILO Verileri
Capital’in yer verdiği Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verileri çarpıcı. ILO verilerine göre, dünya genelinde kadınlar, erkeklerin kazandığı her bir dolar için 80 sentten daha az kazanıyor. Çocuklu kadınlar, mülteci ve göçmen kadınlar, engelli kadınlar gibi dezavantajlı gruplardan gelen ve özellikle kayıt dışı ekonomide çalışanlar için bu rakam daha da düşük.
ILO’nun yayımladığı rapora göre Türkiye’de cinsiyete dayalı ücret farkı yüzde 15,6. Bu ortalama bir değer olup ücret farkı yaşlara göre değişiyor. Örneğin 20-29 yaş grubunda ücretli çalışan kadın ve erkek arasındaki ücret farkı yüzde 3,8 iken 60 yaş ve üzeri için bu fark yüzde 29,9 düzeyine çıkıyor. Türkiye’de kadınlar aynı işi yaptıkları erkeklerin kazandığı her 1.000 TL karşılığında 840 TL alıyor.
Bunlara ilave olarak biliyoruz ki ücret artışı isterken erkekler daha rahat.
Eşitsizlik Ekonominin Zararına
Ücrette cinsiyet eşitsizliği sadece bireylerin değil, kurumların ve ekonominin de zararına. Kadın emeği hak ettiği karşılığı almadıkça gerçek kalkınmadan söz etmek mümkün değil. Veriler çok açık: Kadınlar daha az kazanıyor. Bunun normalleştirilmesi değil, değiştirilmesi gerekiyor.
UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü’nün açıklamasıyla üzülerek öğrendik ki cinsiyet eşitliği için 300 yıl gerekli. Bugünün iş dünyası, sadece kâra değil, adalete de odaklanmalı. Cinsiyet eşitliği sosyal sorumluluk değil, sürdürülebilirliğin temel parçasıdır.