Afetlere karşı hazırlıksız olmak sadece fiziksel değil, aynı zamanda kurumsal bir risk. Şirketlerin afetlere ne kadar hazırlıklı olduğu çalışan güvenliğini ve kurumların geleceğini doğrudan etkiliyor. Peki, işverenler bu konuda yeterince sorumluluk alıyor mu?

Doğal Afetler
Türkiye’de yaşanan doğal afetler, şirketlerin afetlere karşı hazırlıklı olup olmadığını da gündeme getiriyor. Mayıs 2025 tarihli Marketing Türkiye'nin insan kaynakları yönetim danışmanlığı şirketi Mercer’ın “Organizasyonların Depremle İlgili Aldığı Aksiyon ve Uygulama Anketi”ni referans göstererek yaptığı haber çarpıcı veriler içeriyor. Araştırmaya katılan firmaların yalnızca yüzde 51’inde kriz anlarında devreye girecek bir iletişim planı bulunuyor. Bu durum şirketlerin afetlere karşı ne kadar hazırlıklı olduklarını ve çalışanlarının güvenliğini ne denli ön planda tuttuklarını sorgulamaya neden oluyor.
Araştırma Sonuçları
Marketing Türkiye’nin yer verdiği araştırmadan öne çıkan veriler:
- Şirketlerin yüzde 64’ü çalışanları için ofiste bulundurulması gereken temel bir ihtiyaç olan deprem çantasını dahi temin etmemiş.Yüzde 19’u bu konuda aksiyon alırken, yüzde 17’si ise ofiste bulundurmak üzere deprem çantası dağıtmayı düşünüyor. Firmaların yüzde 76’sı da çalışanlarına evde bulundurmak üzere deprem çantası dağıtmadığını belirtiyor. Yüzde 13’ü böyle bir uygulama gerçekleştirirken, yüzde 11’ü ise dağıtmayı planlıyor.
- Firmaların yalnızca yüzde 16’sı tamamen uzaktan çalışma modelini değerlendiriyor. Yüzde 70’i, şehir değiştirmek isteyen çalışanlara bu konuda olanak tanırken, yüzde 99’u merkez ofisini başka bir şehre taşımayı planlamıyor.
- Oturduğu bina için çürük raporu bulunan çalışanlara taşınma yardımı yapmayan şirketlerin oranı yüzde 64. Yalnızca yüzde 19’u bu konuda destek sunarken, yüzde 17’si yardım planladığını belirtiyor.
- Firmaların yüzde 60’ı gönüllü ekipler kurarak afet ve acil durumlarda görev alacak çalışanlara eğitim imkanı sağlıyor. Yüzde 15’i böyle bir uygulamayı hayata geçirmeyi düşünürken, yüzde 25’i herhangi bir plan sunmuyor.
Afetlerde Çalışan Eğilimleri ve İK’ların Rolü
Kariyer.net’in yaptığı araştırmadan biliyoruz ki deprem kaygısı çalışan göçünü tetikliyor. Afetlere karşı hazırlıksız olan şirketler, sadece çalışanlarının güvenliğini değil, nitelikli çalışanlarını kaybederek kendi geleceklerini de tehlikeye atıyor. Çalışanlar, özellikle afet durumunda güvenli bir ortamda çalışmak istiyor.
İnsan kaynakları departmanlarının afet dönemlerinde, şirketlerin kriz yönetiminde nasıl rol oynadığı İK’ların kurum içindeki konumlanmasına göre değişiyor. Yani “Afetlerde İK'nın rolü stratejik mi, sembolik mi” sorusunun cevabı her kurumda farklı. Organizasyon içinde süreçler iyi işlemiyorsa, açık iletişim kanalları ve çalışan odaklı bir kültür yoksa, çalışan deneyimi önemsenmiyorsa, İK üst yönetimde etkin olarak var olamıyorsa, İK’nın afetlerde sağlıklı müdahalesinin olamayacağı da aşikar.
Afetler, en başta çalışanların psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Normal koşullarda iş yerinde psikolojik güvenlik ve saygı kültürü yaratmak önemli iken afetlerde bu durum çok daha önem kazanıyor.
Ez cümle, kurumların afetlere hazırlıklı olma konusundaki gelişim alanlarını bir an önce tamamlamaları önemli. Mercer Doğu Akdeniz CEO’su Dinçer Güleyin’in de dediği gibi afet yönetimi hem şirketlerin operasyonel sürekliliklerini korumak hem de çalışanlarının hayatını güvence altına almak açısından önemli. Marketing Türkiye’nin ilgili haberinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.