İşinden Memnun Olmayıp Yine de Ayrılmayanlar

İstifa etmeyen ama işine de bağlanmayan bir çalışan kitlesi yükseliyor. Bu gönülsüz kalış, iş dünyasında yeni bir kriz başlığına dönüşüyor.

İşinden memnun olmadığı halde istifa etmeyen çalışan.

Büyük Kalış (Great Stay)

İş dünyası, bir dönemin “Büyük İstifa” (Great Resignation) dalgasından sonra şimdi tam tersine evriliyor: Büyük Kalış (Great Stay). Forbes Türkiye’nin haberine göre, işinden memnun olmayan ama yine de ayrılmayan çalışanlar, patronlar için yeni bir kriz başlığına dönüşmüş durumda. Bu sessiz dalga, görünürde istikrarlı bir iş gücü yaratıyor gibi dursa da aslında kurumların içinde patlamaya hazır bir saatli bomba taşıyor.

İstifa Etmeyen Mutsuzluk

Ekonomik belirsizlikler, çalışanları hareket etmekten alıkoyuyor. Habere göre, ABD’de yapılan araştırmalar, çalışanların önemli bir kısmının artık işlerinden memnun olmadığını ancak korkudan ayrılmadığını gösteriyor. Indeed verileri, Amerikalı çalışanların %40’ının işinden memnun olmadığını ancak istifa etmeye cesaret edemediğini gösteriyor.

McKinsey’in altı büyük ekonomiyi kapsayan araştırmasında ise çalışanların %40’ı “yakın gelecekte işinden ayrılmak istiyor” dese de büyük bölümü bunu hayata geçiremiyor. Yani iş dünyası, bir anlamda “gönülsüz sadakat” dönemine girmiş durumda.

Fortune dergisinde yayımlanan bir analiz, çalışanların yarısının “yeni girdikleri şirkette ilk işten çıkarılacak kişi” olmaktan korktukları için kalmayı seçtiğini ortaya koyuyor. Yani çalışanlar, aidiyet değil, korku ile tutunuyor.

Türkiye’de Sessiz Kalışın İzleri

Küresel eğilim Türkiye’de de yankı buluyor. 2022 yılında Youthall tarafından yapılan bir araştırmayla öğrendik ki Türkiye’de dört gençten biri sessiz istifa sürecinde. Bu tablo, genç profesyonellerin içsel motivasyon kaybını ve risk almaktan kaçınma eğilimini açıkça gösteriyor.

Slingshot tarafından yapılan bir araştırma da bize gösterdi ki sessiz istifayı toplantılarla önlemeye çalışmak nafile. Aynı durum “sessiz kalış” için de geçerli. Haftalık görüşmeler, motivasyon sunumları ya da kurumsal kahvaltılar, çalışanların içsel memnuniyet eksikliğini gideremiyor.

Gönülsüz Kalışın Gizli Riskleri

Bir çalışanın kalması her zaman iyi haber değildir. Forbes Türkiye’nin aktardığına göre, mutsuz çalışanlar genellikle minimum eforla iş yapıyor, yenilikten uzak duruyor ve zamanla ekibin enerjisini aşağı çekiyor. Bu durumun sonuçları zincirleme etkiler yaratıyor:

  • Verimlilik düşüyor: Çalışanlar gerekli olanı yapıyor ama fazlasını değil.
  • Yaratıcılık kayboluyor: Yenilikçi fikirler, duygusal bağlılık olmadığında üretilmiyor.
  • Tükenmişlik artıyor: Mutsuzluk bulaşıcı hale geliyor.
  • Kurumsal kültür zayıflıyor: Negatif enerji, bağlı çalışanları bile soğutabiliyor.

Yöneticiler Ne Yapabilir?

2024 Gallup verilerine göre mutsuz yöneticiler arttı. Ancak patronlar ve yöneticiler bu dönemi iyi okumak zorunda. Kendi mutsuzlukları harekete geçmelerine engel olmamalı. “Büyük Kalış”ın görünen sessizliği, aslında yaklaşan bir “büyük kaçış” döneminin habercisi olabilir. Özetle Forbes yöneticilere şunları öneriyor:

  1. Performans sorunlarını bekletmeyin. Sorunların kendiliğinden çözülmesini ummak çözüm değildir.
  2. Gerçek iletişim kurun. Daha az konuşup daha çok dinlemek, çalışanların duygusal nabzını tutmanın en etkili yoludur.
  3. Kök nedenlere inin. Çalışanlar artık maaştan çok gelişim fırsatına, esnekliğe ve güçlü liderliğe değer veriyor.
  4. Kültürü güçlendirin. İnsanların çalışmaktan keyif aldığı bir kurum, ekonomik dalgalara karşı en sağlam kalkandır.

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Sessiz Kalış, Sessiz Tehlike

“Büyük Kalış”, dışarıdan bakıldığında istikrar gibi görünebilir ama aslında örgüt içinde sessiz bir çürüme yaratabilir. Şirketler, çalışanlarının neden kalmayı seçtiğini sormadıkça bu görünmez kriz derinleşebilir. Ekonomi düzelmeye başladığında, şu anda gönülsüzce kalan birçok kişi, aynı anda kapıya yönelebilir.