Şirketler artık binlerce başvuruyu yapay zekâya emanet ediyor. Fakat Forbes Türkiye’nin haberine göre, bu verimlilik arayışı bazen en yetenekli adayların elenmesiyle sonuçlanıyor.

İşe Alımda Yapay Zeka
Yapay zekanın yetenek kazanımına etkileri günden güne artıyor. İşe alım süreçlerinde kullanılan yapay zeka sistemleri hem insan kaynakları ekiplerini rahatlatmayı amaçlıyor hem de işe alım hızını artırıyor. Ancak Forbes Türkiye’de yayımlanan bir habere göre tablo düşündüğümüz kadar parlak değil. Teknoloji, verimliliği yükseltse de insan faktörünü dışarıda bıraktığında adil ve etkili bir işe alım süreci kurmakta yetersiz kalıyor.
Haberde yer alan CareerPlug verilerine göre, geçen yıl şirketler her açık pozisyon için ortalama 180 başvuru aldı. Ancak bu başvuruların yalnızca %3’ü görüşmeye çağrıldı. Bu durum, insan kaynakları profesyonellerini doğal olarak yapay zeka destekli sistemlere yöneltiyor. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) verileri de bu tabloyu doğruluyor: İşverenlerin %88’i işe alımın ilk aşamasında bir tür yapay zeka aracından yararlanıyor.
Haberde yer alan Harvard Business Review’ın “Gizli Çalışanlar” raporuna göre, yapay zeka sistemleri kriterleri tam karşılamayan ama aslında uygun olan adayları otomatik olarak eliyor. Bu da nitelikli adayların sistem dışına itilmesine yol açıyor.
Adaylar Algoritmaya Göre Davranıyor
Yapay zeka yalnızca işe alımcıların değil, adayların davranışlarını da dönüştürüyor. Başvuru yapan kişiler de artık özgeçmişlerini algoritmaları etkileyecek biçimde düzenliyor. Ancak bu strateji çoğu zaman ters tepebiliyor. Yaratıcılık ya da liderlik becerisi yüksek olan adaylar, yapay zekanın kalıplarına sığmak için kendilerini fazla analitik ve kurallara bağlı tanıtabiliyor.
Bu durum, şirketlerin aslında aradığı profillerden uzaklaşmasına neden oluyor. İşe alım süreci bir çeşit algoritmaya uyum oyunu haline gelirken, insan potansiyeli arka planda kalıyor. Habere göre uzmanlar, otomasyonun tek başına işe alımda başarı garantisi sunmadığını söylüyor.
Teknolojiyi İnsan Odaklı Kullanmak
Forbes Türkiye’nin haberinde de vurgulandığı gibi, çözüm sadece teknolojiye değil, aynı zamanda teknolojiyi yöneten insana da yatırım yapmaktan geçiyor. Şirketler, hem yapay zekanın getirdiği verimlilikten faydalanmalı hem de İK profesyonellerinin refahını korumalı. Bunun için haberde önerilenler:
- Çalışan geri bildirim sistemleri güçlendirmek,
- Performans süreçlerini sonuç odaklı hale getirilmek,
- İzin kültürünü teşvik etmek
TÜSİAD ve PwC Türkiye iş birliğiyle hazırlanan rapordan biliyoruz ki CEO’lara göre yapay zeka dönüştürücü etkiye sahip. Ancak bu dönüşümün sürdürülebilir olması için teknolojiyle birlikte etik, insan ve duygu odaklı bir yaklaşım şart. Evet çalışanların yapay zeka kullanımı fırladı ama bu artış, insan gözetimiyle desteklenmediğinde beklenen sonuçlardan uzaklaşılabilir.
Yapay zeka işe alımı hızlandırabilir, ama doğru kişiyi seçme sorumluluğu hâlâ insanda. Şirketler, sadece dijital araçlara değil, o araçları anlamlı kılacak insan vizyonuna da yatırım yapmalı.
Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
