Dijital Göçebelik Yeni Normal Olma Yolunda

Uzaktan çalışma artık yalnızca bir seçenek değil. Z kuşağı ofislerden uzaklaşıp, hibrit modellerle iş-yaşam dengesini yeniden kuruyor. Dijital göçebelik yükselişte.

Dijital göçebe

Yeniden Tanımlanan Çalışma Şekli

Uzaktan çalışma, pandemiyle başlayan geçici bir model olmaktan çıkıp kalıcı bir yaşam tarzına dönüşüyor. Bu dönüşümün merkezinde ise Z kuşağı var. Onlar için “çalışmak” yalnızca maaş almak değil, anlam, özgürlük ve esneklik bulmak demek.

22.06.2025 tarihli forbes.com.tr sitesindeki haber bu konuda çarpıcı tespitler ve veriler içeriyor.

Dijital Göçebelik

MBO Partners’ın 2024 Bağımsızlık Raporu’na göre, ABD’de 18 milyondan fazla kişi kendini dijital göçebe olarak tanımlıyor. Bu sayı 2019’dan beri %147 artış göstermiş durumda. Özellikle Z kuşağı, bu artışın lokomotifi. Ancak bu hareket Bali ya da Lizbon gibi egzotik adreslerle sınırlı değil. Daha çok küçük şehirler, uygun kiralar ve yaratıcı topluluklar ön plana çıkıyor.

Z kuşağı için dijital göçebelik, maceradan çok sürdürülebilirlik ve denge arayışıyla ilgili. Forbes’un haberinde de vurgulandığı gibi, “slowmading” yani daha az yer değiştirerek daha uzun süre kalma eğilimi güçleniyor. Ortalama altı hafta aynı yerde yaşamak, topluluk oluşturmayı ve istikrarı mümkün kılıyor.

Teknoloji Altyapısı Göçebe Yaşamın Omurgası

Z kuşağı çalışanlarının kariyerlerini ayakta tutan şey yalnızca motivasyon değil, aynı zamanda güçlü bir teknoloji altyapısı.

  • İş akışında Notion, Trello, Slack gibi araçlar öne çıkıyor.
  • Discord, artık sadece oyun değil; içerik üreticileri için bir ortak çalışma alanı.
  • Fiverr, Upwork ve Contra, serbest çalışanlara gelir akışı sağlıyor.
  • Finansal tarafta Revolut, Wise ve Monzo gibi dijital bankalar hareket halindeyken güvence sağlıyor.
  • Airalo gibi eSIM çözümleri ise dünya genelinde bağlantıyı sürdürülebilir kılıyor.

Bu araçlarla Z kuşağı, bağımsız ama organize bir şekilde çalışıyor.

Z Kuşağı ve İşten Beklentiler

Z kuşağı iş hayatına dair bambaşka önceliklerle geliyor. Deloitte’un 2025 araştırmasına göre, bu kuşağın yalnızca %6’sı üst düzey yönetici olmayı hedefliyor. Terfi yerine iş-yaşam dengesi, anlam arayışı ve ruh sağlığı daha öncelikli. İşe girerken Z kuşağı 100 bin TL maaş ve uyku odası istiyor. Bu, onların sadece para değil, aynı zamanda konfor ve refah talep ettiğini de gösteriyor.

McKinsey verileri de bu tabloyu destekliyor. Z kuşağının yalnızca %29’u tam zamanlı uzaktan çalışmayı tercih ediyor. Çoğu hibrit modeli, yani hem toplulukla bağlarını korumayı hem de bağımsızlığı bir arada sunan yapıları benimsiyor.

Tükenmişlik Tehlikesi ve Sınırlar

Esneklik tek başına mutluluk getirmiyor. Harvard Business Review, uzaktan çalışmada izolasyonun en büyük sorun olduğunu belirtiyor. 35 yaş altındakilerin %81’i uzun vadede yalnız kalmaktan korkuyor. Z kuşağı ise buna karşı farklı stratejiler geliştiriyor. Biliyoruz ki uzaktan çalışma ile kalabalık yalnızlık arttı.

Sunsama gibi zaman yönetim araçları, toplantısız günler ve ruh sağlığı odaklı içerik üreticilerinden destek alıyorlar. Yaratıcılığı yüksek yönetilmesi zor Z kuşağı, özgürlüğü sevse de yalnızlıktan kaçınmak istiyor. Bu yüzden hibrit çalışma modelleri, onların ihtiyaçlarını karşılayan ideal denge noktası olarak öne çıkıyor.

Kurumların Atabileceği Adımlar

Ofise dönüş zorunlulukları artık kabul görmüyor. HRO Today verilerine göre, çalışanların %66’sı tam zamanlı ofise dönmeye zorlanırsa işini bırakabileceğini söylüyor.

Şirketlerin Z kuşağını elde tutabilmek için şu adımları atması gerekiyor:

  1. Esnek çalışma saatlerini resmi sözleşmelere dahil etmek
  2. Yılda birkaç ay “istediğin yerden çalış” uygulamaları sunmak
  3. Ruh sağlığı bütçeleri ve refah izinleri sağlamak
  4. Ortak çalışma alanı üyeliklerini desteklemek
  5. Asenkron iletişime dayalı süreçler kurmak

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Çalışmanın Geleceğini Belirlemede Z Kuşağı Önemli

Forbes Türkiye’nin de vurguladığı gibi bu bir geçici heves değil. Z kuşağı, çalışmanın nasıl, nerede ve neden yapılacağını yeniden tanımlıyor. Onlar için özerklik, sorumlulukla birleşiyor. Özgürlük, amaçla anlam buluyor.

2030’a gelindiğinde “uzaktan çalışma” kavramı belki de ayrı bir kategori olmayacak. Sadece “çalışma” denildiğinde, bugünün Z kuşağı vizyonu varsayılan model haline gelmiş olacak.