Çalışan Bağlılığı Eriyor, İşini Sevenler Azaldı

HP’nin son raporu, Türkiye dahil birçok ülkede çalışan bağlılığının çöküşe geçtiğini gösteriyor. Artan iş yükü, azalan anlam duygusu ve değer görme eksikliği öne çıkıyor.

Ofiste azalan çalışan bağlılığı

İşiyle Bağ Kuran Çalışan Sayısı Azalıyor

12 Ekim 2025 tarihli chip.com.tr sitesinin yer verdiği HP araştırmasıyla ilgili haber, çalışanların işyerleri ile olan bağları hakkında çarpıcı veriler içeriyor. HP’nin 14 ülkeden 18.200 çalışanın katılımıyla gerçekleştirdiği İş İlişkileri Endeksi (Work Relationship Index – WRI) 2025 araştırmasına göre çalışanların yalnızca %20’si işiyle sağlıklı bir bağ kurabiliyor. Haberdeki verilere göre bu oran, bir önceki yıla göre 8 puanlık ciddi bir gerilemeyi temsil ediyor. Yani işini seven, anlam bulan ve motive çalışanların sayısı azalıyor.

Türkiye Tablosu

Araştırmaya göre Türkiye’de işiyle sağlıklı bağ kuran çalışan oranı %29. Bu, küresel ortalamaya yakın olsa da arka planda ciddi bir baskı hissi var. Katılımcıların %67’si iş yerinde taleplerin arttığını, %62’si ise şirketlerin “insandan çok kara öncelik verdiğini” söylüyor. Küresel ortalamanın (%45) oldukça üzerinde bir oran bu.

%63’lük bir kesim, şirketlerin çalışan mutluluğu yerine büyüme hedeflerine odaklandığını düşünüyor. Oysa çalışanların artık yalnızca maaş ya da unvan değil; anlam, gelişim ve saygı aradığı bir dönemdeyiz.

Pluxee 2025 araştırmasıyla öğrendik ki Türkiye’de çalışanlar dünyaya göre daha mutsuz. Bu iki araştırma birlikte okunduğunda, kurumsal dünyanın “bağlılık krizi” yaşadığı çok net görülüyor.

Çalışan Tatmini

HP araştırmasına göre çalışan tatmini;

  • Anlamlı işe zaman ayırma,
  • Birlikte çalışabilmek,
  • Gelişim göstermek,
  • Özerklik
  • Yetkinlik

unsurlarıyla şekilleniyor. Türkiye’de özellikle yetkinlik (%27) ve gelişim (%24) tatminin en güçlü belirleyicileri. Ancak %72’lik bir kesim, “rutin işlerin anlamlı çalışmaları gölgelediğini” söylüyor. Yani insanlar değer yaratmak istiyor ama bürokrasi ve monotonluk buna engel oluyor.

Kurumların çalışanlarına gelişim fırsatları sunması artık bir tercih değil, zorunluluk. Çünkü insanlar artık sadece iş değil, anlam arıyor.

Araştırmada dikkat çeken bir diğer başlık, BT’nin (Bilgi Teknolojilerinin) çalışan deneyimindeki rolü. Şirketlerin sadece %37’si BT ekiplerini çalışan deneyimi süreçlerine dahil ediyor. Oysa BT profesyonellerinin %71’i, doğru araçların deneyimi ciddi biçimde iyileştirebileceğini düşünüyor.

Değer Görme İhtiyacı

HP Genel Müdür’ü Serdar Urçar’a göre Türkiye’de çalışanlar artık liderlerinden daha fazla değer görme, gelişim ve ilerleme beklentisinde. Bu beklentinin karşılanmaması, bağlılık krizini derinleştiriyor.

Bu doğrultuda Gallup verileri de çalışan bağlılığında Türkiye’nin sınıfta kaldığını ortaya koyuyor. İlave ve olarak yine Gallup verilerine göre mutsuz yöneticiler arttı. Yönetici mutsuzsa, ekiplerin bağlılık göstermesi de imkânsız hale geliyor. Zincir yukarıdan aşağıya kırılıyor.

Ne Yapmalı?

  1. İnsanı merkeze almak: Finansal performans kadar çalışan refahını da ölçümleyip bu doğrultuda strateji geliştirmek önemli.
  2. Gelişim fırsatları yaratmak: Eğitim, mentorluk ve iç rotasyon sistemleri kurmak değer katar.  
  3. Teknolojiyi insana hizmet ettirmek: Yapay zekayı verimlilik aracı olarak kullanmak gerekir, baskı aracı olarak değil.

İş dünyası artık bağlılık ekonomisi döneminde. Çalışanların sesine kulak vermeyen kurumlar, sadece yeteneklerini değil, itibarlarını da kaybediyor. Bağlılığı kaybeden kurum, geleceğini kaybeder.