Bazı Çalışanlar İşlerini “Gereksiz” Görüyor

Modern iş dünyasında çalışanların en büyük beklentisi anlamlı bir işte yer almak. Research İstanbul’un verilerine göre her beş çalışandan ikisi yaptığı işi “gereksiz” buluyor. Bu sonuç, çalışma hayatında anlam ve tatmin krizini gözler önüne seriyor.

İşini gereksiz gören çalışan

Çalışma Hayatındaki Tatmin

Çalışma hayatı artık yalnızca geçim kaygısıyla açıklanacak bir olgu değil. İnsanlar işlerinde anlam, tatmin, aidiyet ve gelecek arayışıyla yol alıyor. Research İstanbul’un “Türkiye Raporu Mayıs 2025” araştırması, bu arayışın Türkiye’de düşündürücü bir tabloya dönüştüğünü ortaya koyuyor. marketingturkiye.com.tr’de yayımlanan habere göre her beş çalışandan ikisi yaptığı işi “gereksiz” olarak tanımlıyor.

Bu veri, çalışanların iş ile kurumsal katkı arasındaki bağı sorguladığını gösteriyor. Bir yandan işin dünyaya faydasına inanılırken, diğer yandan bireyler kendi rollerini kuruma etkisiz buluyor. Bu çelişki modern iş kültürünün en kritik sorunlarından biri.

Çalışanlar İşlerinde Anlam Arıyor

Araştırmaya katılanların yüzde 75’i işinin dünyaya anlamlı katkı sağladığını düşünüyor. Ancak yüzde 21’i bu görüşe katılmıyor. Daha çarpıcı olan ise her dört kişiden biri kendi pozisyonu ortadan kalksa kurumun etkilenmeyeceğine inanması.

Bu sonuç bize çalışanların büyük kısmının işine anlam yüklemeye çalışsa da kurumsal yapıların buna karşılık veremediğini gösteriyor. Biliyoruz ki sevmeden çalışınca kurum da çalışan da yıpranır. İşin önemsizliğine inanmak hem motivasyonu hem de bağlılığı azaltır.

Tatmin Gelirle Çakışıyor

Araştırmanın dikkat çekici bir bulgusu, gelir faktörünün tatmin üzerindeki gölgesi. Gelirden bağımsız iş tatmini ortalama 5,7 iken, gelir hesaba katıldığında bu oran 4,7’ye düşüyor.

  • Gelirden bağımsız olarak işinden tam tatmin duyanlar: %20
  • Gelir dahil edildiğinde tam tatmin duyanlar: %8

Yani maaş, çalışanın motivasyonunu düşüren en kritik unsur. Bu da ücret politikasının sadece ekonomik değil, duygusal bir boyut taşıdığını kanıtlıyor.

Çalışmama İsteği ve Esneklik Talebi

Araştırmaya göre çalışanların yarısı “maddi güvencem olsa hiç çalışmazdım” diyor. Yüzde 53 ise imkânı olsa işini değiştireceğini belirtiyor. Çalışanların yarısı ayrıca haftada 5 gün 8 saatlik mesai modelini gereksiz buluyor.

Bu bulgular, esnek ve insani çalışma modellerine olan ihtiyacı ortaya koyuyor:

  1. Daha kısa çalışma saatleri
  2. Hibrit veya uzaktan çalışma imkânları
  3. Kişisel gelişime alan açan modeller
  4. Çalışanların özerklik duygusunu artıracak uygulamalar

Araştırma verileri, geleneksel çalışma düzeninin sorgulandığını açıkça gösteriyor.

Mavi Yaka ve Beyaz Yaka Arasındaki Uçurum

Mavi yaka ve beyaz yaka çalışanların algıları da farklılaşıyor. Mavi yakalıların yüzde 63’ü fırsatı olsa işini değiştirmek istediğini söylüyor. Beyaz yakalılar arasında bu oran yüzde 39.

Tatmin ortalamaları ise şu şekilde:

  • Beyaz yakalılar: Gelirden bağımsız 6,5 → Gelirle birlikte 5,2
  • Mavi yakalılar: Gelirden bağımsız 5,2 → Gelirle birlikte 4,3

Bu tablo, beyaz yakalıların işlerinden daha yüksek oranda içsel tatmin elde ettiğini; ancak gelir faktörünün bu tatmini keskin biçimde düşürdüğünü gösteriyor. Mavi yakalılar ise genel olarak daha düşük tatmin düzeyine sahip.

Yeni Çalışma Kültürü Arayışı

Çalışanların neredeyse yarısı mevcut işini bırakmaya hazır görünüyor. Bu durum yalnızca bireysel motivasyon sorunu değil; kurumlar için stratejik bir risk. Çünkü çalışan bağlılığını kaybetmek, üretkenliği ve sürdürülebilirliği doğrudan etkiliyor.

Gallup verilerine göre mutsuz yöneticiler arttı. Yöneticilerdeki mutsuzluk, tüm ekiplere yansıyıp, iş gücü verimliliğini azaltmaya kadar gidebilir. Dolayısıyla kurumların yalnızca maaş değil, anlam ve aidiyet ekseninde çözümler üretmesi gerekiyor.

Özellikle genç kuşak için bu daha kritik. Onların işten beklentisi sadece para değil; gelişim, esneklik ve özgürlük. Bu noktada gençleri tavlayacak kurumsal uygulamalar gerekli. Çalışan deneyimini dönüştüren şirketler, gelecekte rekabet avantajı sağlayacak.

marketingturkiye.com.tr sitesindeki haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Kurumların Adımları Önemli

Research İstanbul’un verileri, Türkiye’de iş hayatının sancılı bir dönüşüm yaşadığını kanıtlıyor. Çalışanlar bir yandan işlerine anlam yüklemeye çalışıyor, diğer yandan tatmin bulamıyor. Gelir baskısı, esneklik talebi ve işin anlamsızlığı hissi iş dünyasının önündeki en büyük sınav.

Kurumların atacağı adımlar artık yalnızca verimliliği değil, aynı zamanda çalışanların ruhsal ve sosyal ihtiyaçlarını da karşılamak zorunda.