Şirketler için asıl tehlike dış rekabet değil, içeride sessizce büyüyen yetenek israfı. Milyonlarca çalışanın görünmez potansiyel kaybı, küresel ekonomiye dev bir fatura çıkarıyor.

Yetenek İsrafının Bedeli
Küresel iş dünyasında verimlilik, büyüme ve kârlılık üzerine konuşuluyor. Ancak tüm bu konuların ortasında gözden kaçan kritik bir mesele var: yetenek israfı.
Forbes Türkiye’nin aktardığı habere göre, bu görünmez kriz küresel ekonomiye yılda yaklaşık 8,8 trilyon dolara mal oluyor. Bu rakam yalnızca ekonomik bir veri değil; çalışanların potansiyellerinin, motivasyonlarının ve bağlılıklarının eridiği dev bir boşluğu temsil ediyor.
Kısa Vadeli Kazanç Yanılsaması
Son yıllarda birçok şirket, kısa vadeli kar maksimizasyonunu merkeze alan bir yönetim anlayışına yöneldi. Bu yaklaşım ilk bakışta etkili görünebilir. Ancak haberde 1Huddle’ın kurucusu ve CEO’su Sam Caucci’nin de vurguladığı gibi bu tercihin uzun vadede yarattığı tahribat büyük. Caucci’ye göre bu durumda:
- Eğitim bütçeleri azalıyor.
- Kariyer yolları düzleşiyor.
- Ön saf roller geçici ve değersiz pozisyonlara dönüşüyor.
Bu tablo, şirketlerin insan kaynağını bir maliyet kalemi olarak görmesinin bir sonucu. Oysa şirketler insanlara yatırım yapmadıklarında bunu düşük üretkenlik ve zayıf performansla ödüyor. Caucci'nin ifadesiyle bu yaklaşım “performans katili”. Düşük çalışan bağlılığı üretkenliği yüzde 18, kârı ise yüzde 15 aşağı çekiyor. Bu veri, yeteneğin neden bu kadar kritik bir stratejik unsur olduğunu açık biçimde gösteriyor.
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Çalışan Bağlılığının Gerçek Dinamikleri
Çalışan bağlılığı, sadece maaşla açıklanabilecek bir kavram değil. Nitekim Edenred Türkiye’nin yaptığı anket sonuçlarından gördük ki maaş yetersiz, çalışanlar değer de istiyor. Bu bulgu, günümüz çalışanlarının beklentilerinin nasıl değiştiğini ortaya koyuyor.
Artık çalışanlar yalnızca iyi bir ücret değil; anlamlı bir rol, gelişim fırsatları ve görünür bir değer arıyor. Bu unsurlar olmadığında en parlak yetenekler bile körelmeye başlıyor. Bu durum, yetenek israfını daha da derinleştiriyor.
Sessiz Kriz
Bir diğer görünmeyen sorun ise şirket içinde kalıp sessizce tükenen kişiler. Kurumların içinde işinden memnun olmayıp yine de ayrılmayanlar hiç de az değil. Bu grup, organizasyonlar için büyük bir risk oluşturuyor. Çünkü bu çalışanlar:
- Yenilik üretmiyor.
- Şirkete enerji katmıyor.
- İş süreçlerini yavaşlatıyor.
- Takım motivasyonunu düşürüyor.
Bu durum yalnızca bireysel verimi değil, tüm şirket kültürünü olumsuz etkiliyor.
Yetenek Geliştirmek İçin Yapılabilecekler
- Çalışanların güçlü yönlerini görünür kılmak ve aktif kullanmak.
- Eğitim ve gelişim programlarını masraf değil yatırım olarak görmek.
- Ön saf çalışanları “tak-çıkar” pozisyonlar olarak değil, geleceğin liderleri olarak konumlandırmak.
- Kısa vadeli değil, sürdürülebilir performans odaklı bir yaklaşım geliştirmek.
Bu adımlar yalnızca çalışan mutluluğunu değil, aynı zamanda şirketin ticari başarısını ve sürdürülebilirliğini de doğrudan etkiler.
Yetenek israfının dünya ekonomisine maliyeti devasa. Ancak daha da önemlisi, işletmelerin kendi içlerinde kaybettiği fırsatlar. Kısa vadeli kazançlara odaklanan şirketler maalesef en değerli avantajlarını kaybediyor: İnsanları. Geleceğin kazananları ise yeteneği fark eden, geliştiren ve görünür kılanlar olacak.
